21 Aralık 2010 Salı

Tıpçı değil tüpçü

Hayatta kendi seçimimiz olmayan yollara gireriz bazen.'ne olmak istiyorsun büyüyünce' sorusu genelde çocuklukta kalır.Hatta 7 yaşını bile doldurtmaz bu soru çocuğa.İlk okula başlar başlamaz,ailesi onun yolunu zaten çizmiştir.Çoğu zaman 'doktor olsun avukat olsun' derdine düşülür.Çok nadirdir 'sporcu olsun,tiyatrocu olsun,ressam olsun'.Hiç yoktur 'kendi istediğini olsun'.

Laf olsun diye sorulur.Büyüyünce ne olacaksın?İtfaiyeci..Gülünür tabi..Oyuncak itfaiye arabaları alınır istiyor diye mesela.minik kıyafetler alınır kırmızı..Minyatür itfaiyeci gibi dolanır çocuk ortalıkta.Resimleri çekilir..çok değil bundan 10 sene sonra üniversite sınavına girer çocuk..Ve annesi babası alır tercih kağıdını ellerine..
   1)XXXXXX üniversitesi tıp fakültesi
   2)XXXXX üniversitesi tıp fakültesi
   3)....
   4)...

Böyle sürer gider bu.Çocuk hayallerinden vazgeçer.Çünkü seçim yapmak zorundadır.Ailesi,çocuğun hayalleriyle anlaşamaz.Çocukta mecburen hayallerini tercih eder.

Nadiren hayallerini tercih eden bir grup da yok değil tabi.Ailesinin desteği olmadan,hayata en gerilerden başlamak zorunda kalanlar bunlar.Hani şu anne günlerinde 'safiye hanımın oğlu da çok hayırsız çıktı.küpesi kulağında,ben sinema çekicem diyormuş..'  ya da 'o da bişey mi..Üstkattakinin kızı evden kaçmış,manken olacağım diyormuş.Ne günlere kaldık yarabbim'  diye bahsi geçen çocuklar bunlar.Asi diye nitelendirdiklerimiz.Hayatlarını başkalarına teslim etmeyenler...

Peki ben öğretmen olmak istemiyorsam,çünkü çocukları sevmiyorsam?Ya da kan görmeye dayanamazken beni doktor olmaya zorladıysanız?En kötüsü içimde hep bambaşka bir hayat yaşamak varsa?

Yani kısacası hayatta örnek olmak değil,ördek olmak istiyorsam ne olacak?