7 Ocak 2011 Cuma

parfüm şişesi

Çok şey istedim.Biliyorum.
Kollarının arasında uyumak istedim en çok..huzurla,korkmadan.Sen de beni izle istedim.
Beni öptüğünde kokumu duymanı istedim,bu yüzden de alnımdan öpmeni..
Suratımdaki ufak izlerin hikayesini sormanı istedim.Farketmedin bile.
Elini saçlarımda gezdirmeni istedim.Saçlarımı okşa,sonra onları da kokla istedim.

Ben senin yaptığın haylazlıkları izlemek istedim.Sadece izleyip gülümsemek.gelip bana uyuzluk yapmanı,belki hikaye anlatmanı..Bilmiyorum işte.

Zaman geçmesin istedim.Zaman geçsin istedim belki de zamanı geriye almak istedim.Deli saçması.Şaşırmıştı saatler çünkü.Eşit aralıklarla ilerlemiyordu.Seninleyken çok hızlı,yanımda yokken sanki benzini bitmiş araba gibi.İtersem ilerliyor.Bazen de ilk günlere alabilsem zamanı diyorum.İlk başa.Beni sevdiğin anlara.Bana seni seviyorum derken sesinin titrediği günlere.Beni sevdiğin günlere,evet..

Biliyorum teorik olarak mümkün zamanda yolculuk, ama pratik olarak da mümkün olduğu günleri görebilirsek ne ala.

Keşkelerimle yaşamak,hiç birşeyin asla eskisi gibi olamayacağını bilmek..Kötü.İç yakıcı.İç acıtıcı.Şimdi içtiğim kahve sıcak ama onunla alakası yok.Başka bir yakıcılık bu.Az önce elinde olan,avuçlarında olan bir parfüm şişesini kırmak gibi.Daha şimdi elimdeydi,sıkıp çıkacaktım,daha bitmesine çok vardı.Nasıl kırılır?Odanın içini keskin,yakıcı  koku doldurduğunda fark edilir ancak.Yeni fark edilir.O an fark edilir.

Yeni fark ediyorum kırdığımı..Kokusu ciğerlerime yeni yeni doluyor.Kolay olmayacak odayı havalandırmak.Uzun süre bu odaya girdiğimde duyacağım kokusunu.

Belki de çok uzun süre.Ama farkındayım.Kırdım şişeyi.